Güney Koreli gençler dünyayı birleştiren bir köprü kurdular

Posted by

Sinem Alkanlar – K-pop çılgınlığı giderek büyümeye devam ediyor. Güney Kore kökenli bu pop müzik türü dünyayla birlikte Türkiye’yi de fethetti. K-pop’un çıkış amacı aslında ileri teknoloji üreten bir ülke olan Güney Kore’de müzik alanındaki boşluğu doldurmak, bu coğrafyaya özgü yerel müzisyenler yetiştirmekti. Ancak teknoloji, akıllı cihazlar, yazılımlar ve oyunlarla dünyaya yayıldıkça K-pop da kitlesini artırdıkça artırdı. Bir müzik platformu olan Luminate tarafından hazırlanan bir raporda 2023’te en iyi 100 K-pop sanatçısının dünya çapında 90.4 milyar yayın akışı elde ettiği ve bu rakamın bir önceki yıla göre yüzde 42 artış gösterdiği belirtildi. Şimdi de İstanbul, Türkiye’nin ilk büyük K-pop festivaline ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 7 Eylül’de Life Park’ta düzenlenecek festivale Dreamcatcher ile Purple Kiss de katılacak. Festival öncesi iki grupla da bu ilginin sebebini ve festivali konuştuk.

‘Sınırlar zorlanmalı’

Purple Kiss’ten Yuki, K-pop’u kültürlerarası bir köprü gibi gördüklerini söylüyor: “Hem müziğin ritmi hem de görsel öğeler her izleyiciye hitap eden büyülü bir bileşim yaratıyor. Bizler, duygularımızı ve hikâyelerimizi bu evrensel dilde anlatırken dünyanın dört bir yanındaki insanların kalbine dokunabiliyoruz” diyor. Grubun bir diğer üyesi Dosie ‘K-pop çılgınlığı’ teriminden hoşlanmadığını anlatıyor: “Bize göre bu sevgi, ‘çılgınlık’ değil, tam tersine tutku ve bağlılık. Hayranlarımızın yoğun ilgisi ve desteği, bizi her zaman daha iyi olmaya teşvik ediyor” diyor.

Purple Kiss’in üyeleri, kendilerini müzikal anlamda yenilikçi ve güçlü bir mesaj taşıyan bir grup olarak tanımlıyor. Grubun üyesi Swan, “Gençlere ilham vermek ve kendi yollarını bulmaları için cesaretlendirmek istiyoruz. Her birimiz kendi hikâyemizi ve deneyimlerimizi müziğimizle ifade ediyoruz” şeklinde konuşuyor. Grup üyelerine göre Purple Kiss’i diğer K-pop gruplarından ayıran şarkı yazımına ve prodüksiyona aktif olarak katılmaları, her zaman yenilikçi olmaları ve sınırları zorlamayı hedeflemeleri…Purple Kiss’in Türkiye’de en sevdikleri şey dondurma! Dosie “Küçüklüğümde ne zaman Türk dondurması satan bir yer görsem aileme bana almaları için yalvarırdım” diyor. Na Go Eun ile İreh ise Kapadokya’daki balonların ilgilerini çok çektiğini anlatıyor.

Yusuf Dikeç etkisi

Festivalin diğer konuğu Dreamcatcher’ın en önemli özelliği bir K-pop grubu olarak anılmalarına rağmen rock müzik yapmaları. Gruptan Sua bu durumu “Dreamcatcher için benzersiz bir konsept istedik ve rock, istediğimiz her şeyi yansıtıyor” derken Handong “Çoğu şarkımız rock tabanlı, ama B-side’larda farklı türler denedik. Bu da müzik zevklerimizi genişletti. Son zamanlarda city-pop’a ilgi duymaya başladım. Popülerliğimizin canlı performanslarımızdan geldiğini düşünüyorum” şeklinde konuşuyor. K-pop’un dünyadaki sınırları yok edip tüm dünyaya ulaşması gibi Yusuf Dikeç’in pozu da Güney Kore’ye uzanmış. Grubun üyelerinden Dami söyleşi sırasında konuyu oraya getirip “2024 Paris Olimpiyatları’nda izlediğim Türk atıcı Yusuf Dikeç beni çok etkiledi” diyor.

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir